Dadaizm Sanat Akımı

Dadaizm, 20. yüzyılın başlarında Avrupa avangardının bir sanat hareketiydi ve erken merkezleri İsviçre’nin Zürih şehrinde Cabaret Voltaire’de (yaklaşık 1916); New York Dada 1915 dolaylarında başladı ve 1920’den sonra Dada Paris’te gelişti. Birinci Dünya Savaşı’na tepki olarak geliştirilen Dada hareketi, modern kapitalist toplumun mantığını, aklını ve estetiğini reddeden sanatçılardan oluşuyordu, bunun yerine eserlerinde saçmalık, mantıksızlık ve anti-burjuva protestolarını ifade ediyordu.  Hareketin sanatı; kolaj, sesli şiir, kesme yazma ve heykel dahil olmak üzere görsel, edebi ve sesli medyayı kapsıyordu. Dadaist sanatçılar şiddete, savaşa ve milliyetçiliğe karşı hoşnutsuzluklarını ifade ettiler ve radikal sol ve aşırı sol siyasetle siyasi yakınlıklarını sürdürdüler.

Hareketin adının kökeni konusunda bir fikir birliği yok; Yaygın bir hikaye, Alman sanatçı Richard Huelsenbeck’in bir kağıt bıçağı (mektup açacağı) rasgele bir sözlüğe kaydırdığı ve burada bir hobi atı için günlük konuşma dili olan “dada” kelimesine düştüğüdür. Jean Arp, Tristan Tzara’nın kelimeyi 18: 00’da icat ettiğini yazdı. 6 Şubat 1916’da Zürih’teki Café de la Terrasse’de. Diğerleri, gruba çekici gelen bir çocuksu ve saçmalığa neden olan bir çocuğun ilk sözlerini akla getirdiğini belirtiyor.

Yine de diğerleri, kelimenin, hareketin enternasyonalizmini yansıtacak şekilde, herhangi bir dilde benzer bir anlamı (veya hiçbir anlamı olmayan) uyandırmak için seçilmiş olabileceğini düşünüyor. Dada’nın kökleri savaş öncesi avangardda yatmaktadır.

Dada’nın öncüsü olan anti-art terimi, 1913 civarında Marcel Duchamp tarafından kabul edilen sanat tanımlarına meydan okuyan çalışmaları karakterize etmek için icat edildi. [13] Kübizm ve kolajın ve soyut sanatın gelişimi, hareketin gerçeklik ve geleneğin kısıtlamalarından kopmasını bilgilendirecektir.

Fransız şairlerin, İtalyan Fütüristlerin ve Alman Ekspresyonistlerin çalışmaları, Dada’nın kelimeler ve anlam arasındaki sıkı korelasyonu reddetmesini etkileyecektir. [14] Alfred Jarry’nin Ubu Roi (1896) ve Erik Satie’nin Bale Geçit Töreni (1916–17) gibi çalışmaları da proto-Dadaist eserler olarak nitelendirilebilir. [15] Dada hareketinin ilkeleri ilk olarak 1916’da Hugo Ball’un Dada Manifestosu’nda toplandı.

Yoruma Kapalı.